MURAT ÇELİKKAN’LA İNSAN HAKLARI VE UMUT ÜZERİNE

Özgürlük mücadelesi hep yeniden yeşerir

20.10.2018, 1+1 Forum
Söyleşi: İrfan Aktan

Eş genel direktörü olduğunuz Hafıza Merkezi’nin Danışma Kurulu üyesi de olan Osman Kavala’nın tutukluluğu bir yılı buldu. Bir yıldır iddianamesi bile hazırlanmayan Kavala’ya yönelik muameleyi neye bağlıyorsunuz?

Murat Çelikkan: Osman’ın tutukluluğu, iktidarın keyfi ve baskıcı uygulamalarına, insan hakları ihlallerine ses çıkartabilecek her kesimin susturulması operasyonunun bir parçası olarak düşünülebilir. Osman, desteklediği işlerin olumlu örnek oluşturması üzerine çalışan biridir, bağırıp çağıran biri değildir. Kendisini tanıyan kimsenin, onun herhangi bir örgüte mensup olduğuna inanacağını sanmıyorum. Yaptığı işler, durduğu pozisyon ne kadar bağımsız olduğunun göstergesidir. Bu nedenle, deli saçması iddianamelere boğulduğumuz halde, Osman hakkında bir suçlama oluşturmakta oldukça zorlandıklarını düşünüyorum. Ancak sivil toplumcu kimliğinin yanı sıra işadamı kimliğinin de olması, Türkiye’de entelektüel çevreler kadar uluslararası planda da ilişkilerinin olması bir taşla birkaç kuş vurmak olarak düşünülmüş olabilir. Muhaliflerde “ona bile dokunuyorlarsa”, yandaşlarda da “ona bile dokunduk” duygusu yaratmak açısından iyi bir hedef olduğu da sanılmış olabilir. Osman’ın hâlâ hapiste olması onu hapse atanların aciziyetini ortaya koyuyor. Ortada Osman’ı suçlamak, gözaltına almak, tutuklamak için ne yeterli ne de geçerli nedenler var. İnsanın aklına soğuk savaşın “rehin ve değişim” uygulamalarını getiren örneklere bakınca, Osman bir rehin. Ama serbest kalması için karşılığının ne olduğu belli olmayan bir rehin. Bugün her Türkiye vatandaşı için potansiyel tehlike olan bu durum onun için fiiliyata geçmiş vaziyette. Bir an önce özgürlüğüne kavuşturulması lazım.

Osman Kavala insan hakları mücadelesi başta olmak üzere sivil toplumun gelişimi konusunda yoğun emek sarf etmiş bir isim olduğu halde, sizce yeteri kadar sahiplenildi mi?

Sahiplenme ancak gücünüz ve ısrarınız itiraz ettiğiniz şeyin gücüyle belli bir dengeye erişebiliyorsa, sebatınız daha güçlüyse işe yarayabilir. Yoksa amaca ne kadar hizmet ettiği düşünülmeli. Ayrıca bence Osman çok farklı kesimlerce, hak örgütleri, vicdan sahipleri tarafından sahiplenildi ve sahiplenilmeye de devam ediyor. Unutmayalım ki sadece İnsan Hakları Derneği yöneticisi veya avukatı olup kovuşturmaya uğrayan, yargılanan veya ceza alanların sayısı 200’ü aştı. Bugün kapatılmamış hak örgütleri arasında en az bir mensubu yargılanmayan ya da cezalandırılmayan örgüt yok. Mücadele bu koşullarda veriliyor yani.

Söyleşinin devamı için tıklayınız.