Osman Kavala’ya Destek

Washington’da büyük bir toplantı hayal edin. Masanın etrafında Bernie Sanders destekçileriyle alt right aktivistleri, Hillary Clinton hayranlarıyla Donald Trump’a oy verenler, otomotiv işçileriyle Wall Street bankacıları, kürtaj taraftarı aktivistlerle Evanjelik Hristiyanlar olsun. Ve hepsinin Amerika’nın siyasi geleceğini, medeni bir biçimde ve düzgün ifadelerle, derin anlaşmazlıklara rağmen karşılıklı saygıyla tartıştıklarını düşünün.

Böyle bir sahneyi Washington’da hayal etmek zor olabilir. Ancak benzer bir toplantı İstanbul’da gerçekleşebilir. Hatta geçen ay orada yaptığım konuşma esnasında buna benzer bir hava oluşmuştu. Popülizm ve göç üzerine konuşuyordum – Türkiye’de her iki konu hakkında yoğun ilgi ve tamamen zıt fikirler var. Masanın etrafında farklı siyasi kanaatlerden öğrenciler bulunuyordu – AKP taraftarları ve karşıtları, liberaller ve sosyal demokratlar, Türk milliyetçileri, Kürtler ve Ermeniler. Hepsi, oldukça çekişmeli cereyan eden tartışmaya, açık iletişim ve diyalog fikrine sadık kalarak katıldılar.

Bu toplantı, Osman Kavala’nın fikrinden ortaya çıkan Avrupa Siyaset Okulu tarafından düzenlenmişti. Kavala Türkiye’nin en önemli entelektüel ve kültürel figürlerinden biri. Geçtiğimiz hafta tutuklandı. Bir haftadır göz altında, suçlamalar henüz açıklanmadı. Ancak medyada ima ve ithamlar hız kesmedi – Türkiye düşmanı, terör gruplarıyla bağlantılı ve geçen seneki darbe girişiminin içinde olduğu gibi. Bu ithamlar tamamen saçma. Aynı zamanda kaygı verici.

Osman Kavala Türkiye’de Kürtler ve Ermeniler dâhil olmak üzere her kesimin hak ve özgürlüklerinin savunulmasında ve farklı siyasi görüşten insanların karşıt düşüncelerini medeni şekilde tartışmak üzere bir araya getirilmesinde çok önemli rol oynadı. Türkiye ve Ermenistan arasında güvene dayalı ilişkilerin geliştirilmesine yönelik birçok projeye destek oldu. Kültürel çoğulculuğu destekleyen, “farklı etnik, dini ve bölgesel gruplar arasında kültür ve sanatın paylaşımı aracılığıyla köprüler inşa etme”yi hedefleyen Anadolu Kültür’ün yönetim kurulu başkanı. Tarihi kültürel mirası koruma konusunda, özellikle Anadolu’da çoğu çürümeye terk edilmiş Ermeni ve Rum kiliselerinin restore edilmesine yardım için canla başla çalıştı. Türkiye’den farklı geçmişlere sahip birçok genç yazarı tanıtmaya gayret eden İletişim yayınevinin kurulmasında kilit rol oynamıştı.

Osman Kavala sadece Türkiye içinde tartışma ortamının güçlenmesinde önemli rol oynamakla kalmadı Türkiye’nin karmaşıklık ve güçlüklerini dış dünyaya anlatılmasına da çalıştı. Yaptığı işler ülke dışındaki insanların Türkiye’yi anlaması ve birçok önyargıyı çürüterek değerlendirmesi yönünde büyük katkı sağladı. Ancak, böylesi açık diyalog ve tartışmanın tehdit olarak görüldüğü belirli çevrelerde de kaçınılmaz olarak husumet yarattı.

Kavala’nın tutuklanması ve göz altında tutulması, Af Örgütü Türkiye direktörü İdil Eser, Alman vatandaşı Peter Steudtner ve İsveç vatandaşı Ali Gharavi dahil, 11 insan hakları savunucusunun İstanbul’da terörist gruplara destek verdikleri suçlamasıyla mahkemeye çıkarılmalarıyla aynı döneme rastlıyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da ayrı bir davada, terör ve geçen seneki darbe girişimiyle bağlantılı olduğu suçlamalarıyla yargılanıyor.

İdil Eser’i savunan, insan hakları alanının önemli avukatlarından Erdal Doğan bu gibi tutuklamaları, “hükümete hali hazırda muhalif olanları ve muhalefet potansiyeli taşıyanları susturmaya yönelik” olarak değerlendiriyor. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana, 60.000’den fazla kişi tutuklandı, 110.000’den fazla kişi kamu hizmetinden çıkarıldı. Doğan’ın tespitine göre “Gazeteciler ve seçilmiş siyasetçiler tutuklandı. Bu ikinci dalga sivil toplum aktivistlerini hedef alıyor. İş çevreleri, avukatlar, doktorlar, çevrecileri içerecek son aşama henüz başlamadı.”

Türkiye içinde ve dışında birçok kişi Osman Kavala’nın ve benzer koşullarda tutuklanan binlercesinin bırakılması için çalışıyor. Parçalara ayrılmış toplumlardan ve yankı odaları içinde yaşanan hayatlardan oluşan bir dünyada, Kavala vazgeçilemeyecek bir şahsiyet. Temennimiz bir an önce işlerine devam edebilmesi.

Kenan Malik

26 Ekim 2017