1 Kasım 2017'de tutuklanan ve halen Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Osman Kavala'dan 19 Ağustos 2018 tarihli mektup:

Silivri’de ikametimin 9. ayı tamamlandı.

İddianamenin hazırlanması, mahkeme günü derken kısa zamanda birinci yıl dolacak. Gözaltına alındığımda endişeli değildim, halen de değilim. Ancak 9 aydır  adaletin yüzünü görmemek yadırgatıcı.

Bu güne kadar yaptığımız tahliye talepleri benimle görüşülmeden, dosya üzerinden reddedildi. Ret yazılarında, “üstüme atılı suçun” niteliğinin tutuklamayı gerektirdiği, yasada bu suç için öngörülen ceza süresine göre tutukluluğun uzamasının ölçülü olduğu ifade ediliyor.

 “Üstüne atılı suç” ifadesi dikkatimi çekiyor. Genellikle zarar verici bir şey başkasının üzerine atılır. Dayak atmak, çamur atmak gibi... Bir de, hazırlık istemeyen, çabuk ve zahmetsiz yapılan edimler için atmak fiili kullanılır. El atılır, göz atılır mesela...

Üzerime atılı suç, anayasal düzeni ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs. Bu suç birisinin üzerine atıldığında tutuklama da beraberinde geliyor ve tutukluluk uzasa da alınacak cezadan kısa olduğu sürece ölçülü olduğu düşünülüyor. Yani, suçla beraber cezanın bir kısmı da peşinen şüphelinin üzerine atılmış oluyor ve suç, cezasıyla birlikte, aylarca atılanın üzerine yapışıp kalıyor. Kendimi savunabilmek için adaletin yüzünü göreceğim günü bekliyorum.

Osman Kavala

19 Ağustos 2018
Silivri